1. Amalgam Dolgular (Metal Dolgular)
Çok dayanıklı ve ekonomik bir dolgu maddesidir; fakat görünümü estetik değildir. İçinde % 70 gümüş, % 23 kalay, az miktarda bakır ve çinkodan oluşan tozun cıva ile karıştırılmasıyla hazırlanır. Karışım diş hekimi tarafından hazırlanan oyuğa yığılır ve dolgu yaklaşık iki saatte sertleşir. Tam sertleşme 24 saatte tamamlanır
2. Kompozit Dolgular – Kompozitler :
Estetik (diş renginde) dolgu maddeleridir (bonding); fakat amalgam kadar dirençli Kompozit Dolgudeğillerdir. En çok ön dişlerde kullanılırlar.
3. İnleyler :
Döküm, dolgulardır. Dolgu için şekillendirilmiş oyuğun (kavite) ölçüsü alındıktan sonra, laboratuarda altın veya porselenden hazırlanır ve dişe yapıştırılır. Özel teknik ve çok hassas çalışma gerektirirler.
Amalgam nedir ?
Amalgam dolgular gümüş dolgular olarak da tanımlanır. Amalgam; gümüş, kalay Altın dolgu (inley)ve bakır alaşımının, cıva ile karıştırılması ile elde edilir.
Karışımın %45-50’sini oluşturan cıva, metalleri birbirine bağlayarak dayanıklı bir dolgu malzemesi yaratmış olur. 150 yıldan beri geliştirilerek kullanılmakta olan amalgam dolgular, çok sayıda dişin korunarak ağızda kalmasına hizmet etmiştir.
Amalgamdaki cıva zararlı mıdır ?
Uzun yıllar amalgam dolgudaki cıvanın diğer metallerle birleştiğinde kimyasal yapısı değişir ve zararsız hale geçtiği düşünüldü. Çiğneme ve öğütme sonucunda ağızda açığa çıkan cıva miktarı su, hava ve yiyeceklerde alınan miktardan çok daha küçük olduğu iddia edildi. Amalgamlar söküldüğünde cıvanın oluşturduğu düşünülen bazı hastalıkların iyileştiği iddia edilmektedir.
http://movies.commons.ucalgary.ca/mercury/ Bu videodaki bilgilere göre: Zamanla azar azar serbest hale geçen Cıva beyindeki sinir hücrelerine zarar vermektedir. Alzheimer rahatsızlığının nedeninin %80 oranında amalgam dolgular nedeniyle olduğu tahmin edilmektedir. Konuyla ilgili detaylı bilgi almak isteyenler bu linkten ve “Amalgam disease” şeklinde araştırma yapabilirler.
Diş hekimleri amalgamı niçin tercih ederler ?
Amalgam az aşınan ve en ucuz dolgu maddesidir. Diğer dolgu maddelerine oranla çok daha kısa zamanda ve kolay uygulanabilirler.
Porselen, altın ve beyaz dolgular gibi dolgu malzemeleri hem daha pahalıdırlar hem de daha çok zaman ve dikkat isterler.
Ayrıca altın dolgu dışındakiler amalgam kadar uzun ömürlü değildir. Amalgam cıvaya alerjisi kesin olarak tespit edilenlerde kullanılmamalıdır ki, bu da yüzde birden çok daha düşük bir olasılıktır.
Amalgam restorasyon sonrası hastaya uyarılar
Uygulamanın yapıldığı tarafı en az iki saat kullanmaması ve takip eden 24 saat içinde de dikkatli olunarak sert şeyleri o bölgede çiğnememesi hastalardan istenmelidir.
Hastaya 24 saat geçtikten sonra cilalama (polisaj) işlemi için ikinci bir randevu verilmelidir. Bu uygulama, hem amalgamın metalik özelliklerini iyileştirme hem de kullanım sonrası restorasyonun anatomik ve fonksiyonel olarak tekrar gözden geçirilme olanağını sağlayacaktır.
Amalgam dolgulardan sonra kısa süreli bir sıcak-soğuk duyarlılığı olabilmekte ve bu zamanla kaybolmaktadır. Ancak ender olsa da bazı kişilerde ağızda çeşitli metaller bulunduğunda ya da çatal gibi başka bir metal girdiğinde elektriklenmeden doğan hassasiyetler olabilmektedir.
Geçmeyen duyarlılıklarda duyarlılığın yalnızca bu sebepten olduğuna emin olduktan sonra restorasyonu metal olmayan bir restoratif madde ile değiştirmek çözüm olabilir.
Kompozit dolgular nasıl yapılır ?
Kompozit dolgular, hazırlanmış kavitelere tabaka tabaka yerleştirilir ve her tabaka özel bir ışık ile sertleştirilir. Bu işlem bitince kompozit dolgular dişe göre şekillendirilir ve düzeltilir.
Bütün bu işlemler amalgam dolgu işleminden daha uzun sürer. Ancak amalgamın en az iki katı kadar daha pahalıdır. Kompozit dolguların ağızda kalma süresi de 7-10 yıldır ki bu süre amalgamın ömrüne yakındır. Ancak çok büyük dolgularda durum amalgamın lehinedir.
Kompozit dolguların avantaj ve dezavantajları :
Bu dolguların en büyük avantajları estetik olmalarıdır. Ayrıca bu dolgular dişlere iyice bağlandığı için diş dokularını destekler, kırılmaları ve sıcaklık geçmesini engeller.
Kompozitler, yalnızca çürükleri restore etmek için değil, dişlerin rengini ve biçimini değiştirerek kozmetik etkileri için de kullanılabilmektedirler. En önemli dezavantajı işlem sonrası duyarlılıkların olmasıdır.
Dolguların renkleri, kahve, çay gibi boyayıcı yiyeceklerle de hafifçe değişebilmektedir.
Kompozit restorasyonlar sonrası hastalara uyarılar
Kompozitlerde de artık aynı seansta polisaj işlemi yapılabilmektedir.Ancak çok büyük restorasyonlar ya da çok diş için yapılan seri restorasyonlarda hastayı bir defa daha kontrole çağırıp varsa gerekli düzeltmeleri yapmak hem estetik hem fonksiyon açısından çok daha iyi olacaktır.
Bu materyallerle ön dişlerde çok büyük kayıplar restore edilebilmekte bu nedenle hastaların ısırmada dikkatli olmalarının bu restorasyonların ömrünü uzatacağının da anlatılması gerekmektedir.
Özellikle (fasial) yüzde yapılan uygulamalardan sonra ne kadar iyi polisaj yapılmış olsa da boyayabilen yiyecek ve içeceklerin dolguların renklerini değiştirebileceği yine hatırlatılmalıdır.
Aşınma nedeni ile restore edilmiş dişlerde daha çok dikkat edilmesi gereken şey de hastaya çok sert olmayan diş fırçaları önermek ve fırçalama yöntemlerinde düzeltmeler yapabilmelerini sağlamaktır.
Bu öneriler geniş (fasial) yüz restorasyonları için de geçerlidir.
Çürüme İhtimali Olan Bölgelere Dolgu Yaptırarak Çürükten Korunabilir miyiz ?
Hayır. Sağlam bir organı çürüyecek diye kopartıp almak mümkün değildir. Diş korumada en etkin önlemin dişleri fırçalamakla alınacağını tekrar hatırlatalım.
Dolgu Nasıl Yapılır ?
Günümüzde kullanılan dolgu maddelerinin çoğu sadece dişe tutunur, yapışmaz. Bu nedenle diş hekimleri dolgu yaparken bazı tutucu önlemler alırlar. Bu önlemler özel tutucu oyukların hazırlanmasıyla mümkün olur.
Dolgu yaparken ana kural olarak iyi bir kavite (oyuk) hazırlanır; ve dişe yapılacak dolguyla çürümeden önceki doğal biçimi tekrar verilmeye çalışılır.
Hangi Dolgu Maddeleri Seçilir ?
Dolgu maddesini seçerken diş hekimleri maddenin arka dişlerde çiğneme basıncına dayanabilmesini; ön dişlerde mümkün olduğunca fark edilmemesini; dişe ve diş özüne zarar vermemesini göz önüne alırlar.